Engelleri aşmak için politika üreten siyasal partiler, Türki siyasi hayatında her zaman için sınıfta kalmıştır. Bir şeyi yaparken başka bir şeyi yıkmayı marifet olarak gören partiler, insanın değer kaynağının manevi yapısından geldiği gerçeğini Pozitivist yaklaşımlarından dolayı hep görmezden gelmiştir. Pozitivist neoliberal anlayışın doğal bir sonucu olan bu anlayış, kişinin fiziksel ve maddi yönüne değer veren toplumsal bir hayatın da temellerini attı.
İnsanca Yaşam Herkesin Hakkı Değil mi?
İnsanın hikmetini cisminde arayan modern dünyevi ideolojilerle beslenen AK Parti ve CHP yerel ve ulusal iktidar kanallarında engellilik haline toplumsal bir sorun olarak yaklaşmaktadır. Halbuki mensubu olduğumuz medeniyet tasavvurunun rehberi Peygamberimiz engellilerimize farklı görevler verdirerek topluma kazandırılmasına ve onların toplumsal bir varlık olduğunu göstermeye önem vermiştir. Engellilerin tüm sosyal, ekonomik ve kültürel imkanlardan yararlandırılmasını isteyen kadim medeniyet anlayışımız, engelli olsun olmasın her insana insanca muamele ve Saadet Partisi’nin de temel politik hedefi olan “İnsanca Yaşam” sınırlarını çizmiştir. Dolayısıyla engellilerin başta eğitim olmak üzere hiçbir hak ve imkândan mahrum edilmemesi geleneksel değerlerimizin başında yer almaktadır.
Doğuştan veya sonradan engelli olan insanlarımız aslında toplumsal bir nimettir. Engellilerin önündeki engelleri kaldırma süreçleri toplumsal dayanışmayı şüphesiz ki artıracaktır. Dayanışma ise engelliliğin yalnızca özel durumu olan bireylerin ya da ailelerin içinde bulunduğu bir sorun olarak görülmesi yanlışlığını ortadan kaldıracaktır. Tesanüt anlayışı içerisinde sağduyulu ve sorumluluk bilinciyle hareket edilmesi engellilerin kendisini topluma karşı olan sorumluluklarını da yerine getirmesini sağlayacağı muhakkaktır. Netice itibariyle engelli ya da değil herkesin topluma karşı bir sorumluluğu vardır. Buradaki mesele devlet ve toplumun engelli bireylere bu sorumluluklarını yerine getirebilecekleri alanları onlara sunabilmesi ve böyle bir vizyona sahip olmasıdır.
CHP ve AK Parti’nin Hatası
Devlet her ne kadar mevzuatlar vasıtasıyla engel durumu olan bireyler için üstüne düşen görevlerini yerine getirse de alınan tedbirlerin yerinde kontrolü konusunda zafiyet içerisindedir. Bu noktada özellikle Manavgat Belediyesi gibi bazı yerel yönetimler alabora olan bir tekne gibidir. Çarşı, pazar, piknik alanı, park vb. alanlarda engellilere dönük alınan tedbirler ya uygulanamıyor ya da hiçbir tedbir alınmıyor. Örneğin kaldırım eşiklerinde tekerlekli sandalye ile kaldırıma çıkmak ve orada gitmek zorunda olan bir engellinin önüne hatalı park yapmış bir sürücünün aracı birden bir çıkabiliyor, ya da engelliler için ara sokak kaldırımlarında hiçbir eşik konulması düşünülemiyor. Manavgat’ın ana caddelerinde bu sorun yoksa da ana caddelerin arkasında bulunan ve park yeri olarak kullanılan Şelale Caddesi gibi caddelerde araçlar her yeri kaplamış vaziyette. Görme engelliler için hissedilebilir yüzeyi oluşturan şeritler ve noktalar dahi yapılmamıştır.
Engelleri kaldırıyoruz sloganlarıyla hareket eden CHP ve AK Parti Manavgat yöneticilerinin duyarsızlığı ve alınan tedbirlerin uygulanıp uygulanmadığını denetlememesi iki partinin de engelliler konusundaki samimiyetsizliğini gözler önüne sermektedir. Manavgatlı Belediye idarecilerinin, muhtelif kamu görevlilerinin ve siyasi partilerin merhamet ve sevgiden yana engelli olmasının faturasını ara sokaklarda yaşayan Manavgatlı engellilerimiz bırakın toplumsal sorumluluklarını yerine getirmeyi kişisel ihtiyaçlarını dahi karşılayamamaktadır. Engellileri zahmetli bir yaşama hapseden AK Parti ve CHP’nin ulusal, yerel vurdumduymazlığı engellilerin cileli bir hayatı yaşamasına neden olmaktadır. Hassasiyetin ve duyarlılığın uğramadığı ve siyaseti sadece göz boyama, şov yapmaya indirgeyen Manavgat Belediyesi ve AK Parti iktidarı engellilerle empati kurmalıdır. Manavgat’taki STK’larımızın tez elden Manavgat Belediyesini harekete geçirecek tedbirleri organize etmesi gerekmektedir. Trafik kolluğunun, zabıtanın cadde ve sokaklarda yanlış park yapan araçlara nefes aldırmaması ve araçların, esnafın kaldırım işgalini önlemesi gerekmektedir. Şehir içi ulaşım vasıtalarında engellilere dönük tedbirlerin alınması için Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin Manavgat’ta düzenlemelere gitmesi temel beklentiler arasındadır.
Eğitim aile de başlar. Bundan dolayı da çocuk ve gençlerimizin gelişim çağında anne ve babaları tarafından engelli bireylere karşı olan sorumluluklarımızı yerine getirme konusunda nasihatler de bulunması ve çocukların, gençlerin bunu içselleştirmesi gerekiyor. Eğitim kurumlarımızın sadece engelliler haftasında değil yılın her gününde konuyla ilgili çalışmalar yürütmesini sağlayacak organizasyonlar gerçekleştirilmelidir.
Kuranı Kerime Kulak Vermek
Engelliler yok sayılamaz, bunu bize bizzat Kuranı Kerim bildirmektedir. Abese Suresi, Cenabı Hakk tarafından görme engeli olan Abdullah bin Ummi Mektum hadisesinden dolayı nüzul ettiğini unutmayalım. Abese Suresinin ilk 12 ayeti bizlere engelli bireylere karşı nasıl davranmamız gerektiğini açıkça göstermektedir: “Kendisine o âmâ geldi diye Peygamber yüzünü ekşitti ve öteye döndü. (Ey Muhammed!) Ne bilirsin, belki de o arınacak yahut öğüt alacak da bu öğüt kendisine fayda verecek. Kendini muhtaç hissetmeyene gelince; sen, ona yöneliyorsun. (İstemiyorsa) onun arınmamasından sana ne! Allah’a karşı derin bir saygıyla korku içinde koşarak sana geleni ise bırakıp, ona aldırmıyorsun. Hayır, böyle yapma! Çünkü bu (Kur’an) bir öğüttür. Dileyen ondan öğüt alır.”