8 Mart Dünya Kadınlar günü her grup ve çevre tarafından kendilerine ait bir lisanla kutlandı. Kimisi iftarla, kimisi halay ve zurnayla kimisi de çiçek dağıtarak.

Kutlandı kutlanmasına her sene olduğu gibi ama kadının Manavgat’ta çektiği sıkıntı bir türlü tüm yönleriyle ortaya konulamadı. Kimisi kadına şiddete odaklanırken kimisi onun metalaştırılmasına değinmekle yetindi. Anlayacağınız her sene yaşadığımız 8 Mart Dünya Kadınlar günü yine güncel romantizmle bu seneyi de tamamladı.

STK veya siyasi partiler toplumun aynasıdır. Bir yönüyle de fikir hareketlerinin meşruiyetini sağlar. Çünkü bu kurumlar toplumun içinden toplumsal gerçeklikler nedeniyle kurulur. Bazıları toplumun sesi olmak bazıları ise içtimai meselelere çözüm üretmek için yola çıkarlar. Ne var ki her zaman toplumun duyarlılıklarını aksettiremezler. Bunun temel nedeni ya toplumsal kaygıdan ziyade soyut ve teorik bir siyasetin yumağında kaybolmaları ya da maddi ve manevi bir rant arayışı içerisine girmeleridir.

Ramazan ve Halaylar

Yer Manavgat Cumhuriyet Meydanı saat 17.30, Manavgat Kadın Platformu 8 Mart’ın anlamıyla ilgili sloganlara boğulmuş bir basın açıklaması yapıyor. TİP’ten gelen bir el hoparlörü ile açıklama yapmaya çalışan platform sözcüsü LGBT’den tutun da kadınların dışlanmasına kadar kadına dair olumsuzluklarla ilgili aklınıza gelecek her konuyu bir potpuri halinde bağıra çağıra okuyor. Sanki Manavgat terminalinde turizm sezonunda rakip firmalar arasındaki rekabette müşteri bulmaya çalışan bir davetçi bir dai misali.

Basın açıklaması okundu okunmasına ama içinde Manavgat’a dair hiçbir şey yoktu. Genel anlatısı, sermayeyi en başta mahkûm eden bir anlayış, sosyalist bir ezgi, feminel bir cinnet hali… Anlayacağınız açıklamanın içerisinde ne ararsan var ama içinde Manavgat’taki kadın sorununa dair hiçbir şey yok. Manavgat’ta çalışan veya ev hanımı olan bir annenin, bir eşin, bir kız çocuğunun travmatik haline değinilmemiş. Daha da üzücüsü onlara aşılanması gereken bir umut kırıntısını metne koymayı hiç kimse akıl etmemiş. Manavgat’ın en büyük öteki kitlesine dönüşen kadının, çıkmayan sesi yüksek bir sedayla anlatılmamış, çaresizlerin sesi olunamamış. Adı “Manavgat Kadın Platformu” ama basın açıklamasında Manavgat unutulmuş. Daha da vahimi sloganları attıran, el hoparlörünü tutan deneyimli ve vicdan sahibi bir siyasetçinin bu piyeste yer alması ve ortaya çıkan dramatik tabloda bir rol üstlenmesi. Ramazan ayında Manavgat Meydanlarında LGBT ve bunların haklarından bahsederseniz, Kuranının indirildiği ayda insanların tatlı iftar telaşesi yaşadığı dönemde ya da açıklama yapılan meydanın arkasında mukabele okuyan cami cemaatinin huşusunu halaylarla bozarsanız Manavgat’taki kadınların sorunlarına değinmediğiniz basın açıklamanızı kimsenin dinlemeyeceği açıktır. Nitekim de öyle oldu. Türkçe ve Kürtçe şarkılarla halay çekmek özgürlükler dahilinde olsa da Ramazan ayının manevi ikliminde iftara yaklaşılan bir zaman diliminde halaylar çekilmesi doğru olmuş mudur ve kamusal vicdana sığmış mıdır? Basın açıklamasını avazı çıktığı kadar bağıra çağıra okuyan hanımefendiye ve platformu destekleyen siyasi partilerin Manavgat’taki temsilcilerine bu konuyu sormak lazım!

Söylemeden geçmeyelim müteveffaya dönüşen Manavgat’ta, halay çekmek olsa olsa cenaze evinde tango yapmaya benzer. En hafif tabirle kendi jargonu çerçevesinde basın açıklamasının Manavgat’a olan uzaklığı ve halay çekmeli bu tablo sol ve sosyalist eğilimli bir STK’nın bu saatten sonra maskot olmaktan öteye geçemeyeceğini gösterir.

Şehre Ram Olamamak

Manavgat Kadın Platformu isimli sol, sosyalist ve feminist yönü baskın olduğu anlaşılan STK, bu basın açıklamasıyla bir kez daha Manavgat’a ram olmadığını bizlere gösterdi. Manavgat’ın adı konulmamış statükosuna bir çift laf etmeden Manavgat’taki statüko duvarına çarpmış platform Manavgat’taki kadın meselesine yeni bir bakış getirememiştir.

Bir organizasyonun hak savunması sırasında geçeceği kapıda, kolu ve kanadı kırılmalıdır. Eşten dosttan kayıplar yaşaması işin tabiatındandır. Ne var ki açıklama da yer verilen konular Manavgat emekçi ve emekli kadınlarının kiralar nedeniyle çocuğunun, evinin geçiminden fedakârlık yaparak Ramazan ayında bile darlık çekmesine değinmiyor. Üstüne üstlük bir de kalkıp halaylar çekiliyor, eğleniliyor. Bu durum Manavgat Kadın Platformunun ve onu destekleyen partilerin Manavgat’ın müesses nizamından, bu nizamın oluşturduğu statükodan sol fraksiyonun büyük partisi CHP, sağın sahibi AK Parti gibi memnun olduğunu kanıtlamaya yeter. Onlarda sizler gibi geçen Ramazan ayında üstüne üstlük Gazze’de soykırım tüm hızıyla devam ederken yerel seçimi bahane ederek verdikleri konserlerde halaylar çekip eğlenmemişler miydi? Manavgat Kadın Platformu ve onu destekleyen partiler ile birbirinden beslenen, ikiz kardeş olan CHP ve AK Parti’den ne farkı olabilir ki!

Hür Zihinler Platformu

AK Parti iktidarının siyasi hedeflere ulaşmak amacıyla her alanda ve konuya dair çok sayıda STK kurdurduğu ve bunlarla inorganik bağının bulunduğu bilinen bir gerçektir. Özellikle anayasa değişiklikleri sırasında faaliyetlerini artıran bu STK’lar CHP ve diğer partilere örnek oluşturdu. Bugün gücü yeten tek bir parti sağladığı finansmanla STK kurdururken gücü yetmeyen partiler bir araya gererek oluşturdukları kaynakla STK kurdurmakta. Dolayısıyla geldiğimiz yerde STK’ların büyük çoğunluğu dogmatizmin ve tarafgirliğin pençesinde debelenmekte, toplumsal çıkarı ve faydayı umursamadan, siyasi rant peşinde koşmakla meşgul. Ebetteki egosunu tatmin etmek isteyen kişi ve çevreleri de unutmuyoruz ama onlara laf bile söylemek istemiyoruz. Çünkü onlar tamamen yukarıda bahsettiğimiz STK yapılanmalarından bile daha aşağıdadır yani “Esfeli Safilin” halindedirler. Manavgat siyaseti ve Sivil Toplum yapılanmaları hür zihinlerden oluşan STK yapılanmasına dönüşmedikçe Manavgat’ın sorunları çözümsüz kalmaya devam edecektir. Kent sorunlarının çözümünde ortak akıl, ortak hareket etme ve mutabık kalınacak eylemlerde bulunabilme ihtimali de tamamen ortadan kalkacaktır.

Son cümle olarak şunu da belirtmeliyiz ki Manavgat’ın STK yapılanması, siyasi parti teşkilatlanması ve hakim olan siyasi, politik zihniyetle yeni bir Manavgat Devlet Hastanesinin inşa edilmesini sağlaması ve daha nice sorunların çözümü için proje üretmesi mümkün görünmemektedir.

 

 

 

2 YORUMLAR

  1. 8 Mart Dünya Kadınlar Gününde tüm kadınlar hayatın her alanında erkeklerle eşit haklara sahip olabilmek, adalet, siyasi,ekonomik ve bireysel özgürlükleri için seslerini duyurabilmek ve yaşadıkları sorunlarla ilgili yalnız olmadıklarını haykırmak için bir araya gelirler ve gönülleri nasıl isterse kendilerini öyle özgürce ifade edebilirler ( sözle, müzikle,dansla) Siz 8 Mart’tan ne anlıyorsunuz acaba. Zira yaşadığınız yerdeki kadınları dünya kadınlarından hatta ülke kadınlarından soyutlayarak bambaşka bir türmüş gibi onların sorunlarına hiç değinilmemiş gibi anlatıyorsunuz. Ben de aynı konuşmaları dinledim ve kadın cinayetleri, şiddet sarmalı, ekonomik ve psikolojik baskılar gibi kadınların yaşadıkları pek çok soruna dikkat çekildi, umarım erkek egemen sistem ve sizin gibi kadınlar gününde bile kadınların yerine konuşmayı kendisine hak görenler gerekli dersleri alır ve daha eşit,daha demokratik daha adil , daha güzel bir ülke ve dünya yaratma umudumuzu canlı tutabiliriz.

  2. 1-Eşit işe eşit ücret
    2-Ev içi emeğin ücretlendirilmesi
    3-Çocuğun bakımı için en az 3 yıl ücretli izin
    4-Kadını ev yaşamının klasik ritüellerinden uzaklaştıran sosyal paylaşım ve sorumluluk projelerine dahil edecek iletişim kanalları oluşturmak.
    5-Şiddet ve baskıya maruz kalmış kadınlar için ücretsiz hukuki ve psikolojik destek
    6-Çocuk bakımı konusunda duygusal ve bilişsel destek mekanları
    7-Taleplerini ifade edecek, siyasal örgütlenme pratiklerine katılımını sağlayacak kanallara ulaşımını kolaylaştıran, Manavgata özgü problemleri ifade edeceği mahalle birliktelikleri
    8-Erkeğin, babalık-kocalık sorumluluklarını talep eden tavrı somutlaştırıcı aile içi danışmanlık hizmeti
    9-Halk Eğitim merkezlerinde bireysel ilgi alanlarını geliştirici kurslara katılımını sağlamak
    10-Tango da dahil olmak üzere kültürel ve sanatsal çalışmalara katılımını desteklemek
    11-Kendi kültürel ve sosyal değerlerini icra edeceği kurumsal yapılara dahil olmak
    12-Kadınlık durumunu da açığa çıkaran feminel tavrı ifşa etmek
    13-Farklı cinsel yönelimlere sahip insanları toplumsal yaşama dahil etmek
    14-Kamusal vicdanın özgürlük alanlarına olan etkisini kırmak için kadın bireyselliğini teşvik etmek. Bireyselliğin bencilliğe indirgenmemesi için kadının anaç tavrına güvenmek.
    15-Kadın hakları konusunda en son sözü erkeğe vermek.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz